20 Ekim 2010 Çarşamba

Belgeler konuşuyor!

Üstad Santiago de Compostela yollarında...

Bilindiği gibi, kutsal kitap Musa'nın Tanrı'nın arka taraflarına bakmasını yasaklamıştı. Büyük nimet, biz bu yasağa tabi değiliz ve şükürler olsun, üstadı sertifikasını almak üzere Santiago de Compostela Hacc Ofisi'ne doğru emin adımlarla ilerlerken görüntüleyebildik...

14 Ekim 2010 Perşembe

Zavallı gözlerimizdeki perdeyi düşürdün ey müstesna yaratık!


Üstad bizi yine mantepsiye bastırmış meğer. Aylardır oyalanıyoruz resmi sandığımız fotoğrafın karşısında cümbür cemaat. Aldığımız duyumlara göre Hüsam Turşucu sevgisiyle çıpçılgına dönmüş bazı müritler ise işi sabah akşam resme tapınmaya kadar vardırmış ve çoğu açlıktan ölmüş. Biri de hamile kalmış. Oysa onlara ve bize sonsuz derslerinden birini vermiş-miş yüce varlık, suretin yanıltıcı olabileceğini kafamıza kakarak, "hak tuu" diye suratımıza tükürerek kibarcası, biz "orijinal blattalar"ın.


Zavallı gözlerimizdeki perdeyi düşürdün ey müstesna yaratık! Sensin diye taçlandırdığımız insanın bar kavgasında öldürülmüş hafif siklet bir boksör eskisi olduğunu gönderdiğin elçi lisan-ı münasiple açıklayıp "yeter artık, gafiller, höst" dedi bize. Nasıl da yanılmışız gerçekten. Fotoğrafın sahibi hakkında konuşmak istemiyorum, ne de olsa kutsal ustamızın kuklalarından biri o da. Ama, "hani yani" bir bakın alıcı gözle ve almayın kalsın: Hüsam Turşucu o olabilir mi? Ahmaklığımızı kanıtlamak için elçi bir fotoğraf da koydu önümüze, "işte budur" diyerek.


Baktık, sonra ellerimizle gözlerimizi kapatıp yerlere kapandık çığlık çığlığa. İyi görememiştik ama, oydu evet oydu kuşkusuz. "Sub specie aeternitatis"in cisimleşmiş temsilcisi... Briyantinlenip arkaya yatırılmış lüle lüle saçlar, apaçık ilahi alın, parıltısı canlar yakan gözler, biri kalkık yay gibi kaşlar, kartal burun, biçimli dudaklar, sağ üst kenarda ben, iradenin en üst düzeyde ifadesi olarak kuvvetli çene diye ben bunlara derim. Ah! insanüstü “şey” nelere kadir değilsin? Bir varlık kendini böylesine kusursuz kılabilir mi?


Sözün bittiği yer...


Bundan sonra fotoğraf gelir heey. Alıştırın kendinizi, bir hafta boyunca, öğle saatlerinde güneşe dik dik yarım saat bakarak... Ancak böyle hazır olabilirsiniz daha kör edici bir karşılaşmaya.


Devamı haftaya...